Tefekkür, gözlem - hala araştırmacılarını bekleyen sıradışı bir insan durumu. Ancak şimdi, algı sürecinin bir kişi ve yaşam yolu üzerindeki etkisinde bir öncelik olduğu açıktır. Sonuçta, hayatımızın akışını yönlendiren bilgilerin% 80'ini görsel analizörden alıyoruz.
Kuantum psikolojisi teorisine göre gözlem sürecinin işlevleri şunlardır:
• dünya ve nesneleri hakkında fikir ve inançların oluşumu;
• nesnel ve öznel gerçekliğin yaratılması;
- özne ve dünya arasında bağlantıların (ilişkilerin) oluşturulması.
Alan teorisi ve bilinçaltının titreşimi
Kuantum seviyesi atomaltı dünyadır. Ancak bunun bir parçacık dünyası olduğunu düşünmek yanlış olur. Dış titreşimler (dalgalar), bilincimizin yaratıcı oyunları için bir platform olan bir enerji bilgi alanı oluşturur. Duygularımızdan ve algılarımızdan doğan duygusal araçların yardımıyla, dünyanın kişisel katmanının psikofiziksel parametrelerini değiştiririz.
İstikrarlı derin inançların düşünce ve sistemleriyle temsil edilen bilinçsizimiz, yaratılmış gerçekliğe entegre olur ve hareketinin yönünü belirler. Bu sistemler algımızı bozan ve dış enerjilerin titreşim frekansının maddenin yapısını belirlediği dalga alanına erişimi engelleyen bir matris oluşturur.
Konsantrasyon enerjileri (gözlem), matrisin demir kafesini yok edebilir (tamamen veya kısmen) ve bilinçaltının kaynaklarına açık erişimi sağlayabilir. Bu kaynakların kullanımı, hareket sırasında ortaya çıkan sorunları çözmenin ve engelleri kaldırmanın anahtarıdır.